Hakkımızda

Sümer Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. bağımsız tarafsız bilimsel değerleme hizmeti

Şirketimiz, etik kurallar dahilinde, Uluslararası Değerleme Standartları’nca genel kabul görmüş kavram ve ilkeler doğrultusunda, teknik niteliklere, deneyime ve bilgiye sahip olan insan kaynağı ile kişi ve kurumlardan gelecek talebin türüne ve içeriğine göre, şeffaf ve tutarlı raporlar hazırlamakta ve ilgililere sunmaktadır.


Değerleme Nedİr?

“Değerleme” bir varlığın veya gayrimenkulün, gayrimenkul projesinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların belli bir tarihteki muhtemel değerinin bağımsız ve tarafsız olarak takdir edilmesidir.

Değerleme Uzmanı Kİmdİr?

Değerleme Uzmanı, bir gayrimenkulün, gayrimenkul projesinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların değerlemesini yapacak olan, Gayrimenkul Değerleme Şirketleri tarafından istihdam edilen, şirketin faaliyet konusunu yakından ilgilendiren mühendislik, işletme-ekonomi, mimarlık ve şehir ve bölge planlama gibi alanlarda asgari 4 yıllık üniversite mezunu olan kişilerdir.

Uzmanların lisanslanabilmesi için gayrimenkul değerlemesi alanında da en az 3 yıl tecrübesi olması gereklidir. Mevcut yasal düzenlemeler; Değerleme Uzmanının birden fazla şirkette çalışamayacağı, objektiflik ve bağımsızlık ilkesine aykırı hareket edemeyeceği, emlak komisyonculuğu faaliyetinde bulunamayacağı, meslek onuru ile bağdaşmayan davranışlarda bulunmamaları gerektiğini çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Değerleme ve Değerleme Raporlarının Önemi Nedİr?

Ülkemizde gayrimenkul sektörünün gelişmesine paralel olarak taşınmaz değerlerin ekonomi içindeki öneminin artması, SPK’nın küçük yatırımcıyı koruma ilkesinden doğan “gerçek değer” arayışı, kurum mülklerinin alım satımı, devir ve takasında bedelin tespiti ve finansal sektörün yeniden yapılandırılmasına bağlı olarak banka aktiflerinin objektif kritelere göre analizi gibi etkenler bu pazarın gelişimine katkıda bulunmaktadır.

Değerleme ne Amaçla yapılır ve nerelerde kullanılır?

- Mülkiyet değişimlerinde alış-satış fiyatını belirlemek için,
- Kiralamalarda değer tespiti ihtiyacında,
- Krediye yönelik işlemlerde gayrimenkullerin teminat olarak alınacağı durumlarda,
- Mirasla mal intikalinde adil mal paylaşımı istendiğinde,
- Mülklerin en iyi ve en verimli kullanım analizinin ortaya konulması gerektiğinde,
- Yapılması düşünülen yatırımların yıllar itibarı ile yaratacağı gelirlerin giderlere oranı ve bugünkü proje değerinin tespiti çalışmalarında (finansal fizibilite etüdlerinde)
- Sigorta işlemlerinde ,
- Sale&Lease back (sat ve geri kirala) işlemlerinde,
- Kamulaştırmada adil ödeme için değer tespitinde,
- Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının (GYO) portföylerinde yer alan gayrimenkullerin alım-satım, kiralama ve yeniden değerlemelerinde,gayrimenkul ipoteklerini alırken, proje başlangıcında yasal prosedürlere uygunluk tespitinde,
- Hisse senedi borsada işlem göre tüm şirketlerin ödenmiş sermayelerinin %5’ini aşan gayrimenkul alım-satımların da ve kendi gayrimenkullerini başka bir şirkete ayni sermaye olarak koymaları durumunda,
- Bankaların icra takibine düşmüş alacaklarının 1.000 TL ‘yi aşan bedelleri olanların değer tespitlerinde.

Değerlemede kullanılan yöntemler nelerdir?

Ülkemizde uygulanan üç farklı değerleme metodu bulunmaktadır. Bunlar; “Emsal Karşılaştırma- Piyasa Değeri Yaklaşımı”, “Nakit Akışı (Gelir Kapitalizasyonu) Yaklaşımı” ve “Maliyet Oluşumları Yaklaşımı” yöntemleridir.

Emsal Karşılaştırma - Piyasa Değeri Yaklaşımı: Değerleme işlemi yapılacak olan gayrimenkulün; mevcut pazarda benzer özellikler taşıyan ve yeni satılmış olan gayrimenkullerle karşılaştırılması, uygun karşılaştırma işlemlerinin uygulanması ve karşılaştırılabilir satış fiyatlarında çeşitli düzeltmelerin yapılması bu yaklaşımda izlenen prosedürlerdir. Bulunan emsaller lokasyon, görülebilirlik, fonksiyonel kullanım, büyüklük, imar durumu ve emsali gibi kriterler dahilinde karşılaştırılarak değerleme analizleri yapılır. Piyasa değeri yaklaşımı; yaygın ve karşılaştırılabilir emsallerin olması durumunda en çok tercih edilen metottur.

Maliyet Oluşumları Yaklaşımı: Bu yöntemde, var olan bir yapının günümüz ekonomik koşulları altında yeniden inşa edilme maliyeti gayrimenkulün değerlemesi için baz kabul edilir. Yaklaşımda gayrimenkulün değerinin arazi ve binalar olmak üzere iki farklı fiziksel olgudan meydana geldiği kabul edilir. Yöntemde gayrimenkulün önemli bir kalan ekonomik ömür beklentisine sahip olduğu kabul edilir. Bu nedenle gayrimenkulün değerinin fiziki yıpranmadan, fonksiyonel ve ekonomik açıdan demode olmasından dolayı zamanla azalacağı göz önüne alınır. Bir başka deyişle bu yöntemde, mevcut bir gayrimenkulün bina değerinin, hiçbir zaman yeniden inşa etme maliyetinden fazla olamayacağı kabul edilir.

Değerleme işlemi; değerlemesi yapılacak olan gayrimenkulün bugünkü yeniden inşa ya da yerine koyma maliyetine; mevcut yapının sahip olduğu herhangi bir çıkar veya kazanç varsa ekledikten sonra, aşınma payının toplam maliyetten çıkarılması ve son olarak da arazi değeri eklenmesi ile yapılır. Bu anlamda maliyet yaklaşımının ana ilkesi kullanım değeri ile açıklanabilir. Kullanım değeri ise, “Hiçbir şahıs ona karşı istek duymasa veya onun değerini bilmese bile malın gerçek bir değeri vardır “ şeklinde tanımlanmaktadır.

Maliyet yaklaşımında, geliştirmenin amortize edilmiş yeni maliyetinin arsa değerine eklenmesi sureti ile mülkün değeri belirlenmektedir.

Gelir Kapitalizasyonu (Nakit Akışı) Yaklaşımı: Gelir kapitalizasyonu yaklaşımında mülkün getireceği net gelir boş kalma, tahsilat kayıpları ve işletme giderleri işletme dönemi için analiz edilir. Değerleme uzmanı, gayrimenkulün gelecekte ortaya çıkabilecek faydalarını ve getirdiği net geliri kapitalize ederek bugünkü değerini belirler. Gelir kapitalizasyonu yaklaşımında iki farklı metod bulunmaktadır. Direkt Kapitalizasyonda; bir yıllık gelirin, gelir oranına bölünmesi ya da gelir katsayısıyla çarpılması sonucu değere ulaşılır. İndirgenmiş Nakit Akışında ise; götürü bedeli uygulanarak gelir modeline yansıtılır; gelirler kabul edilebilir bir indirgeme oranı ile bugünkü değerine getirilerek gayrimenkulün değeri saptanır.

Değer Tanımları Nelerdİr?

Bir gayrimenkulün istekli bir alıcı ve istekli bir satıcı arasında el değiştirmesi halinde; her iki tarafın da değerleme raporunun geçerli olduğu makul bir zaman aralığında (genellikle 12 ay), tarafların gayrimenkul ile ilgili bütün durumlardan haberdar olması koşuluyla belirlenen en olası peşin nakit el değiştirme değeridir.

Düzenli Likitidasyon Değeri (Olderly Liqudation Value) Satışı söz konusu olan malın satışının, bu malı belirli bir süre zarfında (3-6 ay) satması gerektiğini bilen profesyonel bir satıcı tarafından duyurulacağı ve satışın yönetileceği durumlarda oluşacağı düşünülen nakit peşin satış değerine düzenli likidite değeri denir. Düzenli likiditasyonda varlıkların her biri için limitli bir süre içinde en iyi değerin alınmasına çalışılmaktadır.

Zorunlu Likiditasyon Değeri (Forced Liquditation Value) Zorunlu satış koşulları ve o günün ekonomik trendleri gözönünde bulundurularak, gayrimenkul için belirlenen en olası nakit değeridir. Bunlara ek olarak; rekabetçi tekliflerin oluşması için, yeterli ve uygun potansiyele sahip alıcıların belirlenmesi gerekir. Zorunlu likiditasyonda, varlıklar olabildiğince çabuk satılırlar.(1-3 Ay)

Kullanım Değeri Bir mülkü kullanıldığı şekilde ele alan ve alternatif kullanımları dikkate almayan değerdir.

Faal İşletme Değeri Kurulu ve faal olan ve süresiz olarak devam edeceği varsayılan kuruluşun bütün somut ve soyut varlıklarının bir arada satılmış değeri.

Yatırım Değeri Bireysel yatırım koşullarına bağlı olarak belirli bir yatırımcı veya bir grup yatırımcı için bir mülkün kendine özgü değeridir. Bu değer bireysel olmayan bağımsız piyasa değerinden farklıdır.

Vergi Değeri Bir mülkün vergi kayıtlarındaki değeridir. Bizdeki karşılığı emlak vergi değeridir.